everest dağı

Everest Dağında Kaç Ceset Var?

Everest Dağı’nın zirvesinde yaklaşık olarak 300’e yakın ceset olduğu tahmin ediliyor. Bu cesetlerin çoğu, 1920’lerden günümüze kadar tırmanış sırasında yaşanan çeşitli kazalarda veya dağcılık faaliyetleri sırasında ölen dağcıların cesetleri.

Everest Dağı’nın zirvesine tırmanmaya çalışmak oldukça zorlu bir görev ve riskli bir aktivitedir. Düşük oksijen seviyeleri, şiddetli hava koşulları, çığlar ve diğer doğal afetler, dağcıların hayatlarını tehlikeye atar. Bunun yanı sıra, bazı kazaların sebebi ise dağcıların fiziksel yetersizliği veya ekipman arızalarıdır.

Everest Dağı’ndaki ilk ölüm vakası, İngiliz dağcı George Mallory tarafından 1924 yılında gerçekleştirilen tırmanış sırasında gerçekleşti. Mallory, Everest Dağı’na zirve yapmak için üç kez tırmanmaya çalıştı ve son denemesinde kayboldu. Mallory’nin cesedi, 1999 yılında bulundu, ancak o dönemde Mallory’nin zirveye çıkıp çıkmadığı kesin olarak bilinmiyordu.

Everest Dağı’nda ölen diğer dağcılar arasında, 1996 yılında yaşanan ve Jon Krakauer’ın “Into Thin Air” adlı kitabında da anlattığı, sekiz dağcının öldüğü facia da bulunmaktadır. Bu kazanın nedenleri arasında yetersiz ekipman, kötü hava koşulları ve yüksek rakımda yaşanan oksijen yetersizliği yer alıyor.

Genel olarak, Everest Dağı’nın zirvesindeki cesetler, dağcılık faaliyetlerindeki riskleri ve zorlukları göstermesi açısından önemli bir işaret olarak kabul ediliyor. Ancak bu cesetlerin bulunduğu yükseklik ve zorlu koşullar nedeniyle çoğu zaman cesetlerin kurtarılması mümkün olmuyor.

Everest Dağı’ndaki Cesetler Neden Alınmıyor?

Everest Dağı’nda ölen dağcıların cesetlerinin çoğu, dağda yıllarca kalır. Bunun birkaç önemli nedeni vardır:

1. Aşırı İklim ve Yüksek Rakım

  • Ölü bölge (Death Zone) olarak bilinen 8.000 metrenin üzerindeki yüksekliklerde, oksijen seviyesi deniz seviyesinin %30’u kadardır.
  • Bu koşullarda basit görevler bile son derece zorlaşır. Bir cesedi taşımak, birkaç kişinin işbirliği ve büyük fiziksel efor gerektirir.
  • Donmuş cesetler çok ağırdır (çoğu zaman 100 kiloyu aşar) ve taşımak ciddi risk taşır.

2. Hayati Tehlike

  • Ceset indirmeye çalışmak, hayatta kalanlar için ölüm riski yaratır. Dağcılar kendilerini ve başkalarını tehlikeye atmamak için bu tür girişimlerden kaçınır.
  • Geçmişte cesetleri indirmeye çalışan bazı dağcılar bu süreçte hayatlarını kaybetmiştir.

3. Lojistik Zorluk

  • Helikopterle kurtarma sadece çok düşük irtifalarda yapılabilir. Zirveye yakın bölgelerde helikopter uçuşu pratikte imkânsızdır.
  • Bazı cesetler dar geçitlerde, dik yamaçlarda ya da çatlaklarda sıkışmış hâlde kalır. Bu bölgelerde fiziksel olarak ulaşmak bile zor olabilir.

4. Doğal Mumyalama

  • Aşırı soğuk nedeniyle cesetler neredeyse hiç bozulmadan kalır. Bu da onları görsel olarak tanınabilir ve hatta yol gösterici hâle getirir. Örneğin, “Yeşil Çizmeler” (Green Boots) olarak bilinen bir ceset, yıllar boyunca tırmanış rotası üzerinde bir işaret noktası olarak kullanıldı.

5. Maliyet

  • Bir cesedi Everest’ten indirmek, 30.000 ile 70.000 dolar arasında maliyet yaratabilir. Bazı durumlarda daha bile pahalıdır.
  • Aileler bu maliyeti karşılayamazsa ya da dağcının isteği “dağda kalmak” yönündeyse, ceset alınmaz.

6. Bazı Dağcılar İçin “Orada Kalmak” Bir Onur

  • Bazı dağcılar için dağda ölmek ve orada kalmak, dağa ve tırmanış tutkusuna duyulan bir sadakatin göstergesi olarak kabul edilir.

Everest Dağı’nda kalan bazı cesetler zamanla oldukça tanınmış hale gelmiştir. İşte bunlardan bazıları ve hikâyeleri:


1. Green Boots (Yeşil Çizmeler)

  • Kim? : Hintli dağcı Tsewang Paljor, 1996 yılında kötü hava koşulları nedeniyle hayatını kaybetti.
  • Neden ünlü oldu?: Cesedi, parlak yeşil botlarıyla küçük bir mağaranın girişinde bulunuyordu ve zirve yolunda herkesin geçtiği bir noktadaydı.
  • Yıllar boyunca tırmananlar için bir “dönüm noktası” haline geldi. Bazıları için moral bozucu, bazıları için yol gösterici oldu.
  • 2014’ten sonra ceset bir süre ortadan kayboldu; muhtemelen taşındı ya da karla kaplandı.

2. David Sharp

  • Kim?: 2006’da Everest’e tek başına tırmanmaya çalışan bir İngiliz dağcı.
  • Ne oldu?: Green Boots’un hemen yanında aşırı yorgunluk ve oksijen yetersizliğinden dolayı hayatını kaybetti.
  • Tartışma konusu neden oldu?: Onlarca dağcının yanından geçtiği ve yardım etmediği iddia edildi. Bu olay, dağcılık etik ve ahlaki sorumlulukları konusunda dünya çapında tartışmalara yol açtı.

3. George Mallory

  • Kim?: Everest’e 1924 yılında tırmanmaya çalışan efsanevi İngiliz kaşif.
  • Ne oldu?: Mallory ve tırmanış partneri Andrew Irvine, zirveye ulaşıp ulaşamadıkları bilinmeden kayboldular.
  • Cesedi: 1999 yılında 8.155 metrede bulundu. Vücudu oldukça iyi korunmuştu, kaburgalarında ip izleri vardı ve kafa travması geçirdiği anlaşıldı.
  • Gizem: Mallory’nin zirveye ulaşıp ulaşmadığı hâlâ bilinmiyor. Fotoğraf makinesi bulunamadı; eğer o bulunursa, Everest’in ilk fatihi belki de o ilan edilecek.

4. Francys Arsentiev (The Sleeping Beauty)

  • Kim?: 1998’de Everest’e oksijen kullanmadan çıkan ilk Amerikalı kadın olmak isteyen bir dağcı.
  • Ne oldu?: Zirveden indikten sonra bitkinlik ve yüksek irtifa hastalığı nedeniyle mahsur kaldı. Kocası Sergei yardım getirmeye çalışırken o da öldü.
  • Cesedi: Yıllarca tırmanma rotasında oturur pozisyonda kaldı. Yüzü karla kaplı olduğu için “Uyuyan Güzel” lakabı verildi.
  • 2007 yılında başka dağcılar tarafından cesedi tırmanış yolundan çıkarılarak saygılı bir şekilde kenara taşındı.

Bu hikâyeler, Everest’te tırmanışın ne kadar tehlikeli olduğunu ve ölümle iç içe geçen bir tutku olduğunu gösteriyor. Zirveye ulaşmak büyük bir başarıdır, ama çoğu zaman da ölümcül bir bedeli olabilir.